İlerleyen dönemlerde yoğun kanama, cinsel ilişki sırasında ağrı, vajende kitle hissi ve akıntı belirtileri ile ortaya çıkan kanser, bazı hastalarda ölümcül sonuçlara yol açabiliyor. Normal dokulu hücrelerin zaman içinde kanser hücresine (prekanseröz) dönüşmesi ile birlikte oluşan rahim ağzı kanserinin ardında, birçok farklı risk faktörü yer alıyor.
Rahim ağzı kanserine yakalanma riskini arttıran bu faktörler, bulunduğu her hastada kanser oluşumuna neden olmuyor ancak bu risk faktörlerine sahip olan kadınların kansere yakalanma ihtimalinin daha yüksek olduğu kabul ediliyor. Rahim ağzı kanseri bulguları saptanan kadınlarda kansere neden olan risk faktörünün hangisi olduğu konusunda net bir sonuca varılamıyor ancak yine de toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi, olası rahim ağzı kanserinin erken tanısında oldukça önemli bir rol oynuyor.
Rahim ağzı kanseri ile doğrudan bağlantılı olan ve en büyük risk faktörü olarak kabul edilen HPV, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan biri olarak kabul edilmektedir. Çoğunlukla genital bölge ve çevresinde neden olduğu siğiller ile kendini belli eden virüs, rahim ağzı kanseri oluşumundaki en önemli etken olarak bilinmektedir. 200’den fazla türe sahip olan HPV’nin, HPV 16 ve HPV 18 tiplerinde kanser riskinin daha yüksek olduğu görülmüştür.
HPV 16 ve HPV 18 taşıyıcısı olan her hastanın rahim ağzı kanseri olması gibi bir durum yoktur. Hatta HPV enfeksiyonu olan hastaların çoğu bir süre sonra fark etmeden virüsü vücudundan atmaktadır. Ancak çoğunlukla genital siğile neden olmayan yüksek riskli HPV türlerinin bazı kişilerde uzun yıllar sessiz kalarak ilerleyen dönemlerde rahim ağzı kanserine neden olduğu tespit edilmiştir. Rahim ağzı kanseri teşhisi konan hastaların %99’unda HPV’nin varlığı ortaya çıkarılmıştır.
Kanser türlerinin pek çoğunda olduğu gibi rahim ağzı kanserinde de sigara kullanımı oldukça önemli bir risk faktörüdür. Rahim ağzı kanserinin oluşumunda etkili olan HPV’nin vücuttan atılma süresini geciktiren sigara, iyi huylu hücrelerdeki sağlıklı proteinlerin yapısını bozarak zamanla varolan sağlıklı hücrelerin bozulmasına neden olmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda sigara içen kadınlarda sigara içmeyen kadınlara oranla 2 kat daha fazla rahim ağzı kanseri riski olduğu ortaya konmuştur.
Vücutta bulunan sağlıklı hücrelerinin zararlı kimyasal maddelere maruz bırakılmasına neden olan sigara kullanımı, rahim ağzı kanseri riski yüksek olan hastalarda bağışıklık sistemini zayıflatarak hücre bozulmalarına neden olmaktadır. Bu nedenle HPV’nin vücuttan atılabilmesi ve varolan rahim ağzı kanseri riskinin en aza indirilebilmesi için sigaranın bırakılması hastaların ilerleyen yıllardaki sağlık durumu açısından oldukça önemlidir.
Rahim ağzı kanserinin oluşumunda risk faktörü olarak kabul edilen etkenlerden bir diğeri ise doğum kontrol ilaçlarıdır. Yapılan araştırmalara göre düzenli olarak 10 yıldan fazla doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda, ilaç kullanmayan kadınlara oranla rahim ağzı kanseri riskinin 4 kat arttığı görülmüştür. Doğum kontrol hapı kısa vadede hem istenmeyen gebelikleri önlemede hem de hormonal dengesizlikleri ve regl düzensizliğini kontrol etmede işe yarasa da 5 yıldan fazla kullanılması durumunda rahim ağzı kanseri oluşumunda etken olabilmektedir. Ancak bu her uzun süreli doğum kontrol hapı kullanan kadında görüleceği anlamına gelmez.
İlacın risk faktörü olarak kabul edilmesindeki temel etken, rahim ağzı kanseri rastlanan kadınlarda 10 yılı aşkın süreli doğum kontrol hapı kullanımının tespitidir. Doğum kontrol hapları, doktor kontrolünde kullanılması gereken ilaçlardır. Bireysel olarak düzensiz bir biçimde kullanmanın yanlış olduğu konusunda kişilerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
Rahim ağzı kanserinde kabul edilen risk faktörlerinden bir diğeri cinsel birlikteliğin sıklığıdır. Bu faktör genellikle diğer etkenlerin bir araya gelmesi ile birlikte risk olarak ortaya çıkar. Normal ve sağlıklı hücre dokusuna sahip bireylerde cinsel ilişkinin sık olması bir sorun teşkil etmeyebilir ancak HPV enfeksiyonu olan bir hastanın hücrelerinde prekanseröz değişimler yaşanıyor ise cinsel ilişki sıklığı rahim ağzı kanserinin ilerlemesinde etkili olabilmektedir.
Rahim ağzı kanserinde cinsel ilişki sıklığının yanı sıra aktif cinsel yaşamın başladığı dönem de risk faktörleri arasında yer alır. Erken yaşta cinsel yaşama başlamış olan kadınların, diğer kadınlara oranla rahim ağzı kanserine yakalanma oranının daha yüksek olduğu ortaya çıkarılmıştır.
Kanser türlerinin tümünde risk faktörü olarak kabul edilen immünsüpresyon, bağışıklık sisteminin baskılanması ile ortaya çıkan hücresel bozukluklardır. Kanser riskinin olduğu hastalarda, bağışıklık sistemini baskılayan etkenler var ise hastanın kanser olma ihtimali artar. Aynı şekilde rahim ağzı kanserinde de bağışıklık (immün) sisteminin baskılanması, kanser ihtimalini arttırabileceği gibi varolan hücresel bozuklukların hızlanmasına da neden olabilmektedir.
Bağışıklık sistemini baskılayan birçok etken vardır. Şeker hastası olmak, HIV enfeksiyonu ve bağışıklığı baskılayan düzenli ilaçların kullanımı bu etkenlerdendir. Bu risk faktörlerin olduğu her hastada rahim ağzı kanseri gelişmesi gibi bir durum söz konusu değildir ancak bağışıklık sisteminin baskılandığı hastalarda kanser görülme ihtimalinin daha yüksek olduğu kabul edilmektedir.
Toplumda çoğunlukla yanlış bilinen bilgilerden biri doğum yaptıkça rahim ağzı kanseri riskinin azalacağıdır. Bazı dönemlerde bu konu ile ilgili haberler ortaya çıksa da yapılan çalışmalar sonucunda fazla doğum yapmanın rahim ağzı kanserini önleme gibi bir etkisinin olmadığı görülmüştür.
Bazı hastalarda fazla doğumdan kaynaklı olarak rahim dokusundaki hücrelerin zarar görmesi nedeni ile kanserleşmelerin arttığı belirlenmiştir. Erken yaşta başlayan cinsel yaşam, ve cinsel birliktelik sıklığı gibi durumlarda olduğu gibi çok çocuk doğurmak da rahim ağzı kanserinde etkili bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir.
Makalenin Yazarı: Jin. Op. Dr. Korkut Arslan
HPV Genital Siğil Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Bu sitede yer alan bilgiler, kişileri bilgilendirmek amacıyla hazırlanmış olup, hiç bir şekilde hastalıkların tanı veya tedavisinde kullanılamazlar. Sitemiz Sağlık Bakanlığı 15/2/2008 tarih ve 26788 numaralı yönetmeliği 29. maddesine göre sunduğumuz hizmet ile ilgili konularda bilgilendirme amaçlı tanıtım ve ilan kapsamında hazırlanmıştır.
Gizlilik İlkesiHPV Genital Siğil Konusunda Bilgi Alın