Erkeklerde HPV Aşısı

Hem kadınlarda hem de erkeklerde genital siğil ile kendini belli eden HPV, 200’den fazla türe sahip oldukça geniş bir virüs ailesidir. Human Papilloma Virüsü’nün bazı tipleri çoğunlukla genital siğile sebep olurken (HPV 6, HPV 11) bazı tehlikeli tipleri ise (HPV 16, HPV 18) kadınlarda rahim ağzı kanseri ve erkeklerde makat, penis kanseri gibi kanserlere neden olabilmektedir. Günümüzde kadınların HPV ile enfekte olup olmadığı rutin Smear testi kontrollerinde ya da HPV tarama testlerinde ortaya çıkar. Ancak henüz erkekler için HPV enfeksiyonunu belirleyen bir tanı yöntemi bulunamadığı için erkeklerin enfekte oldukları sadece genital siğil belirtisi ile anlaşılabilir.

Bu nedenle toplumda Human Papilloma Virüsü ile enfekte olan kadın sayısında yaşanan artışın en temel nedenleri arasında erkeklerin taşıyıcı konumda olmaları yer alır. Erkekler, cinsel temas halinde oldukları partnerlerine HPV’yi bulaştırarak virüsün yayılmasına ve partnerinin ilerleyen dönemlerde rahim ağzı kanseri gibi ciddi hastalıklara yakalanmasına neden olabilir. Bu nedenle erkeklerin hem kendi sağlıkları hem de partnerlerinin sağlığı için HPV ve HPV aşısı hakkında bilinçli olmaları önemlidir.

HPV Aşısını Erkekler de Yaptırmalı mıdır?

Human Papilloma Virüsü günümüzde tüm dünyada yaygın görülen bulaşıcı bir virüstür. Çoğunlukla cinsel ilişki (anal,oral ,genital) veya cilt teması ile bulaşabilen HPV, vücuda girdikten sonra neden olduğu genital siğil lezyonlarına uygulanan tedavi dışında virüse yönelik herhangi bir tedavi uygulanamaz. Erkeklerde genital siğile neden olan virüs, çoğu zaman sessiz bir şekilde taşıyıcı konumunda kalsa da bazı erkeklerde ilerleyen dönemlerde penis kanseri gibi ciddi hastalıklara neden olabilir. Human Papilloma Virüsü’nün HPV 16 ve HPV 18 yüksek kanser riskli tipleri nedeni ile rahim kanseri olan kadınların büyük çoğunluğu bu virüsü cinsel temasta olduğu partnerlerinden alır. Bu nedenle özellikle erkeklerin aşılama konusunda bilinçlendirilmesi, ebeveynlerin ise erken yaşta çocuklarının aşı olmalarını sağlaması hususunda bilgilendirilmesi gerekir.

2012 yılında Amerika Hastalık Engelleme Komitesi, araştırmaları sonucunda erkeklerin de aşı olması gerektiğini ve bu yolla taşıyıcılığın azalarak indirekt (dolaylı olarak) biçimde hastalığın kontrol altına alınmasına fayda sağlayacağını öne sürmüştür. Aynı şekilde aşılama sayesinde erkeklerde oluşan genital siğil ve kanser hücresi oluşumlarının da önüne geçeceği ifade edilmiştir. 2014 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün, HPV aşısını erkeklerin de yaptırması gerektiğini söylemesi üzerine ABD, Avustralya gibi birçok ülkede HPV aşısı rutin aşılar listesine dahil edilmiştir.

HPV Aşısının Yan Etkiler Var mı?

HPV aşısı 150 milyondan fazla kişiye uygulanmış bir aşıdır. Milyonlarca doz uygulanmasına rağmen aşıdan kaynaklanan ciddi bir yan etki ya da reaksiyon tespit edilmemiştir. HPV aşısı her aşıda olduğu gibi enfeksiyondan kaynaklı yanma, kaşıntı, ateş gibi küçük yan etkilere neden olabilir ancak bunlar dışında yan etkisi yoktur.

Günümüzde hala HPV aşısı ve yan etkileri konusunda araştırmalar devam etmektedir. Aşı sonrası reaksiyon gösteren hastalar var ise ilgili kurumlar hastaların aşıdan kaynaklı yan etki gösterip göstermediği konusunda araştırmalar yapmaktadır. Bugüne kadar HPV aşısından kaynaklanan hayati bir yan etkiye rastlanmamıştır.

HPV Aşısı Yapıldıktan Sonra Ne Kadar Süre Etkili Oluyor? Tekrar Aşı Yaptırmak Gerekiyor mu?

Human Papilloma Virüsü vücuda alındıktan sonra kısa sürelerde belirti gösteren bir virüs türü değildir. Bazı hastalarda 2-6 hafta içerisinde genital siğil belirtisi ile ortaya çıksa da bazı hastalarda 10-15 yıl boyunca hiçbir belirti göstermeden vücutta yaşamaya devam edebilir. Genellikle HPV’nin vücuda girdikten sonraki 6-8 ay içerisinde hücrelerde değişikliklere yol açtığı bilinmektedir. Hücrelerin kansere dönüşmeye başladığı prekanseröz hücreler ise 10-15 yıl sonraki süreçte ortaya çıkabilir. Bu nedenle HPV aşısının virüs vücuda girmeden önce uygulanması gerekir.

HPV aşısı virüsün neden olabileceği kanserlerden korunmak ve virüsü başkalarına bulaştırmamak için yapılır. Bilimsel verilere göre aşının en az 11 yıl koruyucu olduğu kanıtlanmıştır. Aşının etki süresi ile ilgili bilimsel çalışmalar halen devam etmektedir. Matematiksel veriler ise aşının 10-15 yıl sonra tekrar uygulanmasına gerek olmadığını göstermektedir.