Virüsler gözümüzle göremeyeceğimiz kadar küçük organizmalardır ve çoğalmaları için başka canlıların varlığına ihtiyaç duyarlar. Virüsün tutunduğu canlı hücre, ‘’konak’’ olarak adlandırılır. Virüsler zaman içerisinde tutundukları hücrenin kontrolünü ele geçirerek üremeleri için uygun bir ortam yaratırlar. Cilt çatlakları veya mukoza yolu ile vücuda giren virüsler, enfekte etmek için genellikle yassı hücreleri (skuamöz hücre) tercih ederler. Genital bölge ve çevresinde genital siğil lezyonlarına neden olan Human Papilloma Virüsü ise Papilloma virüsü (papillomaviridae) ailesindendir.
Papilloma virüsü ailesinde 12 farklı cins yer alır. Bu cinsler alfa, beta, gamma mu ve nu cinsi olarak farklı gruplara ayrılır. Geri kalan virüsler ise bu virüslerin dışında kalan farklı yapıya sahip, hayvan papilloma virüslerinin de bulunduğu gruptur. Papilloma virüslerinde en yaygın görülen virüs cinsi alfa grubunda yer alan virüslerdir. En büyük grup olarak kabul edilen alfa virüsler, mukozayı enfekte eder ve deri üzerinde siğillere neden olur.
Papilloma virüsleri küçük boyutlarına karşın, moleküler yapıları nedeni ile oldukça karmaşık virüsler olarak karşımıza çıkar. Human Papilloma Virüsleri bilinen diğer virüslerin aksine antijenik yapılarından ziyade DNA yapılarına göre birbirinden ayrılır. Günümüzde 200’i aşkın tipi olduğu bilinen HPV’nin tipleri üç kategoride ele alınır. Kanser oluşumunda düşük riskli HPV’ler (sık rastlanan 6 ve 11 gibi), orta riskli HPV’ler (26,53,66) ve yüksek riskli virüsler (16 ve 18 başta olmak üzere) olarak gruplandırılır.
Human Papilloma Virüsleri yapıları ve fonksiyonları bakımından üç farklı bölgeye bölünür. Erken bölge (early), geç bölge (late) ve uzun kontrol bölgesi (long control region) olarak üçe ayrılır. Bu bölgeler klinik verilerinde E, L ve LCR olarak baş harfleri ile sınıflandırılır. Human Papilloma Virüsünde hastalığa neden olan ise Early (E) açık zinciridir. Erken dönem bölümü olarak da bilinen E sınıfı virüsler (E1, E2, E4, E5, E6 ve E7), DNA üzerinde hücrenin replikasyonu (hücre kopyalanması) ve transkripsiyonu (hücre aktarımı) sağlar.
Genital bölge ve çevresinde siğil oluşumlarına ve yüksek riskli virüs gruplarında kanser riski taşıyan HPV, bulaştığı her kişide aynı yöntemi izlese de virüsün oluşturabileceği sonuçlar kişiden kişiye değişebilir. Human Papilloma Virüsü ile enfekte olan kimi bireylerde, genital siğil belirtileri ya da kanserleşme olmadan vücuttan kısa sürede atılabilirken, kimi bireylerde ise genital siğil lezyonları ve kanserleşme gibi durumlar görülebilir. Human Papilloma Virüsünde hastalığın oluşabilmesi için virüsün tutunduğu hücre içerisinde infeksiyon oluşması gerekir.
Vücuda girdikten sonra skuamöz (epitel) hücrelere tutunarak çoğalır. Aslında virüs, sağlıklı olan hücreye tutunamaz. Ancak epitel dokuda herhangi bir travma ya da mikro sıyrık var ise virüsün tutunması kolaylaşır. Dokudaki hasardan faydalanarak en alt tabakasına ulaşan virüs, ilk olarak erken proteinleri (Early) sentezler. HPV infeksiyonu genellikle uzun sürelerde ortaya çıkar ancak epitel doku üzerinde küçük cilt sıyrığı gibi durumlarda ya da korunmasız cinsel ilişkilerde infekisyon oluşma süresi hızlanır.
Human Papilloma Virüsü yapısında yer alan HPV proteinleri, virüsün vücutta oluşturduğu replikasyon (hücre kopyalanması) ve transkripsiyonda (hücre aktarımı) rol oynar. Erken (early) olarak gruplandırılan protein türleri, HPV genomunda (genetik yapısı) E harfi ile gösterilir. HPV genomu içerisinde 10’u aşkın protein kodlanır. E6 ve E7 proteinleri ise HPV’nin kanser oluşumunda etkili proteinler (onkoprotein) arasında yer alır. HPV içerisinde 7 farklı erken bölüm bulunur. Human Papilloma Virüsü vücuda alındıktan sonra infekte olabilmesi için hücreye tutunması gerekir. Konak hücrede infekte gerçekleştikten sonra RNA parçalanmaları oluşur.
Virüsün kopyalanma ve çoğalma sürecinde E6 ve E7 proteini üretilir. E2 proteinleri infeksiyon oluşumunu baskılarken, HPV’nin hücreyi parçalaması sonucunda E6 ve E7 üzerindeki engelleyici baskı kalkarak hücrenin kontrolsüzce çoğalmasına neden olur. Bu nedenle E6 ve E7 proteinlerinin değerleri, HPV kaynaklı oluşabilecek hastalıkların ciddiyetini belirlemek için oldukça önemlidir.
Human Papilloma Virüsünün genomu (genetik yapısı) içerisinde yer alan proteinlerden E6 ve E7 proteinleri, HPV taşıyıcısı kişilerde kanserleşme oranını ve ortaya çıkan hastalıkların ciddiyetini anlayabilmek adına önemlidir. Tutunduğu hücrede infeksiyona neden olan ve çoğalmaya başlayan virüsün kanserleşmesi E2 proteini tarafından baskılanır. Ancak E2 proteinin azalması ile birlikte E6 ve E7 proteinlerinde yükselme yaşanır.
E6 ve E7 proteinleri hücre içerisinde yer alan tümör baskılayıcı ve koruyucu geni baskılar. E6 ve E7 proteinlerinin çoğalması durumunda kanserleşme riskinin arttığı görülür. HPV’de genellikle virüs bir süre sonra atılsa da HPV-16 ve HPV-18 gibi yüksek risk grubunda yer alan virüs tiplerinde hücrelerin ölümsüzleştiği görülür. Bu nedenle doktorun gerek gördüğü durumlarda hastanın vücudunda yer alan HPV virüs tipinin yanı sıra E6 ve E7 proteini kaynaklı değişimlerin ve protein değerleri incelenir.
Makalenin Yazarı: Jin. Op. Dr. Korkut Arslan
HPV Genital Siğil Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Bu sitede yer alan bilgiler, kişileri bilgilendirmek amacıyla hazırlanmış olup, hiç bir şekilde hastalıkların tanı veya tedavisinde kullanılamazlar. Sitemiz Sağlık Bakanlığı 15/2/2008 tarih ve 26788 numaralı yönetmeliği 29. maddesine göre sunduğumuz hizmet ile ilgili konularda bilgilendirme amaçlı tanıtım ve ilan kapsamında hazırlanmıştır.
Gizlilik İlkesiHPV Genital Siğil Konusunda Bilgi Alın